Boyun ve Dekolte Kırışıklıkları

Kırışıklık görünümü ve cilt sarkması yalnızca yüz bölgesine özgü bir durum değildir. Boyun ve dekolte bölgesinin hassas yapısı, zamanın getirdiği olumsuz durumlara karşı oldukça savunmasız bir durumdadır.

İlerleyen yaş ile birlikte azalan hücre yenilenme hızı, stres, yanlış uyku pozisyonu ve notebook, telefon gibi teknolojik aletleri kullanırken aldığınız duruş çizgi oluşumunu hızlandırmaktadır.

Daha genç ve bakımlı bir görünümün kilit noktalarından olan boyun ve dekolte için birçok tedavi yöntemi uygulanmaktadır.

Bu İçerik : 01.01.2024 Tarihinde Güncellenmiştir.

LÜTFEN SİLMEYİNİZ! Bu formatın dışarsında kalan içeriklerinizi bu alan üzerinden düzenleyebilirsiniz.

Whatsapp İle İletişime Geçin

LÜTFEN SİLMEYİNİZ! Bu formatın dışarsında kalan içeriklerinizi bu alan üzerinden düzenleyebilirsiniz.

[youtube::wceWJuqFXls]

Boyun dekolte kırışıklık tedavisi ile boyun, dekolte kısmı ve gıdı bölgesi kırışıklıklarının ve sarkmalarının önlenmesi amaçlanır. Bu alanlara belli yaşlardan sonra müdahale edilebilir. Kişinin isteğine göre erken dönemde düşük dozlarla da müdahale etmek mümkündür.

Amaç kırışan cildi gençleştirmek ve daha canlı bir görünüme kavuşturmaktadır. Kırışıklık görünümü problemleri, cilt yüzeyinde belli bölgelerde kendini göstermektedir. Genel anlamda kırışıklık görünümleri tüm vücut yüzeyinde gözlemlense de bazı bölgeler daha fazla deformasyona maruz kalmaktadır.

Bunlar genelde göz çevresi, boyun ve dekolte bölgesidir. Boyun ve dekolte bölgesindeki kırışıkların tedavisi için ameliyatsız olarak uygulanan birçok yöntem bulunmaktadır. Boyun ve dekolte bölgesinde meydana gelen kırışıkların giderilmesinde ameliyatsız olarak kullanılan yöntemler, cerrahi operasyon yaptırmak istemeyen kişilerin ilk tercihleri haline gelmiştir.

İşlemin pratik ve çabuk sonuçlarının görülmesinden dolayı hastalar uygulamadan hemen sonra dahi memnun kalmaktadırlar. Uygulanan tedavinin sonucunda, ince çizgiler ve kırışıklıkların giderilmesi ile kişiler daha genç ve dinamik bir görüntüye kavuşmaktadırlar.

Ciltteki bazı bölgeler daha erken deforme olarak kişileri olduğundan daha yaşlı bir görünüme sevk edebiliyor. Buna karşın ihmal edilen bölgelerin başında boyun gelmektedir. Cerrahi olmayan yöntemlerle daha genç bir boyun, daha pürüzsüz bir dekolteye kavuşmak mümkündür.

Genelde ihmal edilen bir bölge olan boyun aynı zamanda yaşınızı ilk ele veren yerlerden biridir. Kırışıklıkları doldurmak, yüze hacim vermek, dudakları dolgunlaştırmak için kullanılan hyaluronik asit bazlı dolgu maddeleri boyun gençleştirmede de çabuk ve etkili çözümler sunmaktadır.

Yaşla beraber boyun ve dekolte bölgesinde oluşan çizgilere baş etmenin birçok yolu bulunmaktadır. Bunlar;

1- Somon DNA

Somon DNA enjeksiyonu ile cilt yaşlanması yavaşlatılarak yeniden yapılanma süreci tetiklenmektedir.

Somon DNA saf hyaluronik asit ve somon balığı spermlerinden DNA molekülleri sayesinde ciltte hücre yenilemesi sağlar aynı zamanda hızlı bir gençleşme ve canlandırma sağlar.

Bir çeşit vitamin takviyesidir. Somon DNA tedavisi somon sütünden elde edilen bir proteindir. Yaş ilerlemesi ile birlikte, subkütan dokunun en önemli takviyeleri olan kollajen ve elastinin sentezi yavaşlar ve hyalüronik asit miktarını azaltır.

Cilt donuk ve sağlıksız görünmekle beraber yaşlılığın belirtileri de görülmeye başlar. Somon DNA, insan derisinde eksik proteinleri destekleyebilen en doğal kaynak olarak bilimselliği kanıtlanmıştır bir tedavidir.

Somon Dna aşısının etkileri ile geniş gözenekler, cilt lekeleri, stres, hava kirliliği, sigara alkol, güneşin zararlı ışınları ve geçen yılların ciltteki olumsuz etkileri ciltteki kolajen ve elastin sentezi hızlanır.

Somon DNA her cilt tipine ve her mevsim uygulanan yöntemdir. Yıllar geçtikçe insan cildi yaşlanma ve çevresel etkenler sonucunda zamanla canlılığını, elastikiyetini kaybeder ve zamana yenik düşer.

Bu sorunun temelinde başta hyaluronik asit olmak üzere cildin yapısında bulunan ve hücre tazelemeye yardımcı olan maddelerin miktarının yeterli olmaması veya yaşlanmaya bağlı olarak zamanla bu maddelerin miktarının azalması yatar. Bunun sonucunda cildinizin kalitesi azalır; daha kuru ve mat görünür.

2- Pb Serum Mezoterapisi

Pb serum mezoterapisi, yüksek molekül ağırlıklı gevşek çapraz bağlı hyaluronik asit ve lipaz, liyaz, kollajenaz enzimleri ile boyun ve dekoltedeki ince kırışıklıkların azalmasını ve cildin sıkılaşmasını sağlayan bir mezoterapi uygulamasıdır.

Cildin durumuna göre 3 hafta aralıklarla 1-3 seans uygulama yapılmaktadır. Pb serumu oluşturan aktif maddeler enzimlerdir. Enzimler sağlıklı bir insanın biyolojik sisteminin bir parçasıdır, vücudu onarır ve gençleştirir.

Bununla birlikte enzimler en basit anlamda hücredeki binlerce reaksiyonu kontrol etmekten sorumlu etkili hücresel katalizörlerdir.

Enzimler, kozmetik ve ilaç endüstrisinde yıllarca biyoteknolojik araştırmalar yoluyla geliştirilen ürünlerin benzersiz aktif bileşenleri olarak yer almıştır.

Kozmetik endüstrisinden kullanılan bu enzimler yapılan araştırmalar ve testler sonucunda ilk uygulamadan itibaren görünür ve hızlı sonucları garanti edebildiği görülmüştür.PB serum 3 farklı çeşitte incelenir.

Bunlar; low, medium ve high olarak sıralanır. Low gözaltı torbaları için daha etkili. Low serisi gözaltı torbalarını sıkılaştırmak ve gözenekleri açmak için kullanılır. Low serisi sadece gözaltı torbalarını değil tüm cildi sıkılaştırır ve aynı zamanda cildi yeniler.

Genelde 2 seansta etki etse de kişiden kişiye değişiklik gösterdiği için tek seansta da etkisini gösterebilir. Medium serisi daha çok yağ dolu dokuları inceltmek için kullanılır. Bir nevi yağ yakıcı olarak bilinir. Daha çok çene altında, kollarda, baldırlarda ve karın bölgesinde kullanılır.

Pb serumun medium serisi sadece yağları yakmakla kalmaz aynı zamanda kullanıldığı bölgeyi toparlar ve sıkılaştırır. Tedavi süresi kişiden kişiye değişiklik gösterir. Belirtiler tekrar kişide nüksedebilir fakat bu durumda yine Pb serum tedavisi uygulanabilir. High serisi daha çok kolajenaz içerir.

Bu seri ile yara izleri, ameliyat izleri, yanıklar, çatlaklar, sarkmalar ve derin kırışıklıkların tedavisinde kullanılır.

Kolajenaz enzimi bu bölgeleri onararak tedavi eder. Bu bölgelerdeki eski enzimi yakıp yerine yeni enzim takviyesi yaparak dokuyu iyileştirir. Hastanın durumuna göre 1-4 seans arası etkisini gösterir.

3- H-100 Aşısı

H100 aşısı, içeriğindeki hyaluronik asit, aminoasitler, vitaminler ve DMAE ile nemlendirme, lifting ve kollajen sentezini uyarmaktadır.

H100 aşısı, deforme olan, sarkan, kırışıklık oluşan, nemini kaybeden ve hasar gören ciltlerin tedavisinde kullanılmaktadır.

H-100 aşısı, cildin nem kapasitesini arttırarak yaşa ve ciltteki hasara bağlı olarak cildin sentezleyemediği vitaminleri direkt olarak cilt altına ulaşmasını sağlamaktadır.

Cildin tüm vitamin ihtiyaçlarını karşılayan H-100 aşısı, giderek canlılığını yitiren cildi tekrar taze ve parlak bir görünüme kavuşturmaktadır. Yüz bölgesi kadar boyun ve dekolte ve bölgesi de oldukça önemlidir.

Hoş görünen bir dekolte bölgesi şık kıyafetler ile oldukça dikkat çekici olmaktadır. Sarkmış ve canlılığını yitirmiş bir dekolte bölgesine sahip kişiler tercihini dekolteli giysilerden yana kullanamamaktadır.

Bunun yanı sıra boyun ve dekolte bölgesi yaşımız hakkında en net bilgiyi veren bölgelerden biridir.

H-100 aşısı sağladığı yenilenme etkisi nedeniyle son zamanların en başarılı ve en çok tercih edilen gençleştirme uygulamalarından biridir.