Ameliyatsız Yüz Germe

Ameliyatsız Yüz germe operasyonları günümüzde başarı ile ameliyatsız bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Ameliyatsız yüz germe yöntemleri her geçen gün popülerliğini arttırmaya devam ediyor. İlerleyen yaş ile birlikte özellikle yüz çevresinde çeşitli kırışıklıklar ve sarkmalar meydana gelmektedir. Bu durum kişilerin psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Bu İçerik : 01.01.2024 Tarihinde Güncellenmiştir.

[youtube::FKZH3B9_Hes]

Bu nedenle kırışıklıklarını ortadan kaldırmak isteyen isteyen pek çok kişi bulunmaktadır. Kişilere rahatsızlık veren bu durumla savaşmak ameliyatsız yöntemler ile oldukça kolaylaşmaktadır.

Kırışıklık karşıtı uygulamalar, cerrahiye göre en çok tercih edilen günümüzün en yaygın anti-aging uygulamaları arasında yer almaktadır. Yüz germe işleminde kullanılan cihazlar ve ürünler cildi sıkılaşmasına yardımcı olurken, cilde pürüzsüzlüklük katmaktadır, doğal olarak zaman içinde üretimi azalan kolajeni de aktive edici özelliğe sahiptir.

LÜTFEN SİLMEYİNİZ! Bu formatın dışarsında kalan içeriklerinizi bu alan üzerinden düzenleyebilirsiniz.

Whatsapp İle İletişime Geçin

LÜTFEN SİLMEYİNİZ! Bu formatın dışarsında kalan içeriklerinizi bu alan üzerinden düzenleyebilirsiniz.

Yeni kolajen üretimi, cilde kuvvet kazandırırken, çizgiler ve kırışıklıklar gözle görünür oranda azalmaktadır. Anti-aging uygulamalarının hepsi kişiye özel bir planlama ile yapılmalıdır.

Bu sayede cilde yapılan işlemin faydası maksimum seviyeye çıkabilir. Her cilt tipinin birbirinden farklı olması nedeniyle tedavi öncesinde muayene şarttır. Ameliyatsız yüz germe tedavisi için pek çok yöntem bulunmaktadır.

Bu yöntemlerden hangilerinin kişiye uygulanacağına, yapılan muayene sonucunda cildin yapısı ve ihtiyacına göre karar kılınmaktadır.

Ameliyatsız Yüz Germe İşlemi İçin Kullanılan Yöntemler Nelerdir?

1- Fibrocell Fibroblast Tedavisi

Bir cildin canlılığını yitirmesinde temel sebeplerden biri ciltteki iyileşmenin ve yenilenmenin anahtarı olan fibroblast hücrelerinin yaşla birlikte azalmasıdır.

Fibrocell uygulamasında; kulak arkasından lokal anestezi yöntemi ile alınan ufak bir deri parçası ile kendi dokunuzdaki fibroblastlar ve yine kendinizden alınan kan laboratuar ortamında ayrıştırılıp çoğaltılır ve cildinize enjekte edilerek doğal güzelliğinizi size geri kazandırma esasına dayanır.

FibroCell fibroblast tedavisi, yüz gençleştirme ve yüz yenileme uygulamalarında sıkça başvurulan bir yöntemdir. FibroCell fibroblast tedavisi, cilt gençleştirmenin yanı sıra ciltteki lekelerin giderilmesinde de oldukça etki sağlamaktadır.

Fibrocell Fibroblast Tedavisinin Avantajları Nelerdir?

Hastanın kendi hücrelerinden elde edilmesi ve yabancı madde içermemesi nedeniyle alerji yönünde bir risk taşımamaktadır.

Bunun yanı sıra etki süresi 3 yıla kadar varabilmektedir. Fibrocell fibroblast tedavisi cildi gençleştirir, canlılık ve parlaklık kazandırır. Akne oluşumunu azaltır ve akne ve yara izi gibi lekelerin giderilmesine yardımcı olur.

FibroCell Fibroblast Tedavisi Nasıl Uygulanmaktadır?

Hastanın kulak arkası lokal anestezik kremler ile uyuşturulur ve ufak bir çapta hastadan deri örneği alınır. Bununla birlikte hastadan kan örneği de alınır. Alınan deri dokusu ve kan örneği çok özel koşullarda tam donanımlı laboratuvara gönderilir ve üretime alınır.

Yaklaşık 1 ay içerisinde kişinin kollajen ve elastin üreten fibroblast hücreleri çoğaltılarak yine soğuk zincirle hekime ulaştırılır. Gönderilmiş olan solüsyon mezoterapi yoluyla ciltteki problemli olan bölgelere uygulanır.

Fibrocell Fibroblast Tedavisi Kaç Seans Uygulanmaktadır?

Fibrocell Fibroblast Tedavisi, 2 ila 3 hafta aralıklarla 3 seans olarak uygulanmaktadır.

Fibrocell Fibroblast Tedavisi İle Nasıl Bir Görünüm Elde Edilmektedir?

Ciltte pırıltılı ve aydınlık bir görüntü sağlanır. Bu olumlu etkiler ilk seans ile birlikte görülmeye başlanır ve seanslar ilerledikçe bu etkiler artmaktadır. Cilt lekelerinde gözle görülür azalma sağlanır.

Fibrocell Fibroblast Tedavisi Ağrılı Mıdır?

Fibrocell Fibroblast tedavisinde işlem alanları anestezik kremler yardımı ile uyuşturularak yapılmaktadır. Bu sayede ağrı veya acı hissiyatları yaşanmamaktadır.

Fibrocell Fibroblast Kimlere Uygulanabilir?

Kadınlar ve erkekler için Fibroblast tedavisinde en ideal yaş 30 ila 50 arasıdır.

2- Fraksiyonel Radyofrekans (Altın İğne) Cilt Yenileme

Fraksiyonel Radyofrekans tekniği, radyo dalgalarının fraksiyonel lazer tekniği baz alınarak cilt yüzeyine etki etmeden direkt cilt altına ulaştırıldığı bir yöntemdir.

Cilt altının kontrollü olarak hasarlanması ve onarım hücrelerinin bölgeye gelerek burada kollajen yapımının artışı, sonuç olarak da daha parlak, gergin ve sağlıklı bir cilt oluşturulması sağlamaktadır.

Fraksiyonel Radyofrekans işlemi cildi yenileyerek kırışıklıkların giderilmesinde fayda sağlamaktadır.

Özellikle ilerleyen yaş ve çevresel etkilerle ortaya çıkan yüz bölgesindeki çökmeler, ince kırışıklıklar, leke problemleri, cilt yaşlanmasının başlangıç aşamasında olan ve cilt kalitesinin arttırılmak istendiği kişilerde tercih edilen bir yöntem olmaktadır.

Fraksiyonel Radyofrekans İşlemi Kaç Seans Uygulanmaktadır?

İşlemin uygulama süresi işlem yapılacak olan bölgenin yapısına ve ihtiyacına bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle kısa sürede uygulanabilen bir yöntem olmaktadır. Seans sayısı sıklıkla ayda bir aralıklarla 2 ila 4 seans kadar uygulanmaktadır.

Fraksiyonel Radyofrekans İşlemi Ağrılı Mıdır?

Fraksiyonel Radyofrekans işlemi lokal olarak uygulanan anestezik kremler ile işlem bölgesinin uyuşturulması ile yapılmaktadır.

Özellikle işlem sırasında değil işlemin sonrasında hafif düzeyde acı hissedilse de kısa bir süre içinde kaybolmaktadır. Cilt yüzeyinde oluşan kızarıklıklar ise 1-2 saat içerisinde geçmektedir.

Fraksiyonel Radyofrekans İşlemi Etkisini Ne zaman Göstermektedir?

Uygulama sonrası cilt altı onarım sürecinin devam etmesi nedeniyle ve en belirgin kollajen yapımının 3 ay gibi bir sürede ortaya çıkması nedeniyle uygulama yapılan yüz bölgesinde cilt yeniden yapılanma sürecine girer ve günden güne belirgin bir canlanma oluşur. Cilt sıkılaşır, gergin ve parlak bir görünüm alır.

3- Kollajen Dolgusu

Zamanla yaşın ilerlemesi ile birlikte, cildi destekleyen kolajen çerçevesi kırılmaya başlar. Yüzdeki çizgiler, tekrarlanan yüz ifadeleri ve diğer dış baskılar ile epidermisin altında yatan kollajen lifler üzerinde baskı oluşturur.

Yüz bölgesindeki bu bozulma ve kolajen kaybı, cildin elastikiyetini kaybetmesine sebep olur. Bunun yanı sıra cildin susuz kalmasını sağlayarak ciltte yaşlanma ile ilişkili sarkma, buruşma ve donukluk gibi sonuçlar doğurur.

Kolajen, insan vücudundaki dermis ve insan cildinin alt seviyesi dahil olmak üzere, insan vücudunda bir dizi yapıda doğal olarak oluşan bir proteindir. Kolajen, cilde sıkılık ve esneklik sağlayan bir elementtir.

Cildin daha dolgun ve daha sağlıklı bir görünüme kavuşturulması için, cildin yumuşatılması, çizgilerin görünürlüğünün azaltılması ve cilt tonunun iyileştirilmesi için bir dolgu maddesi olarak cilde kolajen enjekte edilmesi cilde elastikiyet, parlaklık ve gerginlik kazandırır.

Bunun yanı sıra kollajen dolgusu ince çizgileri doldurur ve ince deri tabakasının kalınlaşarak güçlenmesini sağlar.

Kollajen Dolgusu İşlemi Nasıl Yapılır?

Kollajen dolgusu işlemi öncesinde enjeksiyon yapılacak olan bölgeler uzman kişi tarafından işaretlenmektedir.

Enjeksiyon bölgelerinin belirlenmesinin ardından uygulama bölgesi herhangi bir enfeksiyon sonucuyla karşılaşılmaması için antiseptik solüsyonlar yardımı ile temizlenmektedir.

Uygulama bölgesinde hijyenin sağlanılmasının ardından lokal anestezik kremler ile uygulama bölgesinin uyuşturulması aşamasına geçilir. Ardından ise ince uçlu iğneler yardımı ile doğrudan deri alt tabakası içerisine uygun miktarlarda kollajen maddesi enjekte edilir.

Kollajen İğnesi, doğrudan tedaviye ihtiyaç duyulduğu belirlenen çizgilere, kırışıklıklara veya gevşek bölgelere enjekte edilmektedir. Cildin ihtiyacına bağlı olarak birkaç enjeksiyon gerekebilir.

Bir saatten az bir süre gerektiren bu işlem birkaç seans gerektirmektedir. Tüm seansların bitimi ile birlikte kolajen seviyesi artan cildin altındaki hacim artar ve cilt üst seviyesinde, epidermis dokuları cilde destek sağlayarak cildi; kırışıksız, pürüzsüz, dolgun, esnek ve genç bir görünüme kavuşturur.

Kollajen Dolgusu İşlemi Kimlere Uygulanabilir?

Vücudumuzun tümünü kaplayan ve vücudumuz için büyük önem taşıyan kolajen maddesi 25 yaşın ardından her yıl yüzde 1.5 seviyesinde vücuttaki üretimini azaltmaktadır. Bununla birlikte ciltte elastikiyet kaybı, kırışıklıklar ve sarkmalar gibi problemler oluşabilmektedir. Bu nedenle kollajen dolgusu işlemi 25 ila 60 yaş arası kişilere önerilmekte ve uygulanmaktadır.

Kollajen Dolgusu İşleminin İlk Etkileri Ne Zaman Görülür?

Kollajen dolgusu işleminde ilk etkiler işlemin bir hafta sonrasında cilt rengindeki parlaklığın ve ciltteki semptomların hafiflemesi ile birlikte ortaya çıkmaktadır ve tedavi süresince gelişmeye devam etmektedir.

Tedavinin etkisi tam olarak tüm seansların tamamlanmasından sonraki 4 hafta içinde elde edilmektedir. Tedavi etkilerini cilt gerginliği, cildin yoğunluğu, gevşek cildin kalınlaşması ve ince çizgilerin dolması ile göstermektedir. Tedavinin etkisi yaklaşık olarak 12-18 ay sürmektedir.

Kollajen dolgusu işleminin ardından kişiler günlük hayata dönebilmektedir. Enjeksiyon bölgesinde kızarıklık yanma şişme kaşınma ve hassasiyet oluşabilmektedir. Bu tür semptomlar herhangi bir tıbbi müdahale gerektirmemekle birlikte 3 ila 5 gün içerisinde etkilerini yitirmektedir.

4- Örümcek Ağı Yöntemi

Son zamanların en çok tercih edilen uygulamalarından biri olan Örümcek ağı yöntemi cilde uyumlu ipler yardımı ile cildin gerdirilmesi esasına dayanmaktadır. Örümcek ağı yöntemi, doğanın en güçlü ve en zarif yapısı olan örümcek ağından esinlenilerek ortaya çıkan bir yöntemdir.

[youtube::LVFMMUtwfKI]

İple yüz germe tedavisi ameliyatsız bir işlemdir. Örümcek ağı yöntemi yüz germe, canlandırma ve form kazandırma işlevlerine sahiptir. İple Yüz Germe tekniği olan örümcek ağı yöntemi, estetik cerrahiye alternatif, ameliyatsız yüz gençleştirme uygulaması olarak cildinizdeki olası sorunların ve sarkmaların çözümlenmesine fayda sağlamaktadır.

Güvenli ve çabuk sonuçlar görebileceğiniz, özellikle sarkan yanak ve çene görüntüsü için oldukça etkili bir yöntemdir. Uygulama etkilerini işlemin yapıldığı andan itibaren göstermektedir.

İşlem ameliyatsız yani kesisiz bir yöntem olmakla birlikte 30 dakika kadar sürmektedir. İşlemin ardından kişiler günlük hayatına dönebilir ve işlemden bir gün sonrasında duş alabilir, makyaj yapabilirler.

Yapılan işlemin etkileri ise yaklaşık 2 ila 3 yıl sürebilmektedir. Kullanılan ip maddesinin ise zamanla kendi kendine eriyerek kaybolduğunu da unutmamak gerekmektedir. Dolayısıyla örümcek ağı tekniği tekrarlanabilir bir cilt germe yöntemidir.

Örümcek Ağı Yönteminin Avantajları Nelerdir?

Örümcek ağı yönteminin en belirgin etkisi cildi germesidir. Bunun yanı sıra örümcek ağı tekniği ciltteki kolajen üretimini de aktive etmektedir.

Uygulanan işlem ile birlikte ciltteki ince kırışıklıklar giderilir, anında iyileşme sağlanır. Cilt sıkılaştırır, pürüzsüzleşir ve canlanır. İşlem ağrısız bir işlemdir ve işlem sonrasında ciltte herhangi bir iz kalmamaktadır.

Örümcek Ağı Yöntemi Kimlere Uygulanmaktadır?

Örümcek ağı işlemi, hem erkeklere hemde kadınlara uygulanabilen bir yöntemdir. Örümcek ağı iple yüz germe işlemi genellikle 35 ila 60 yaş arası, daha genç ve dinamik görünmek isteyen herkese uygulanabilmektedir.

5- Yüz Mezoterapisi

Yüz Mezoterapisi işlemi, güneş, stres, çevresel faktörler, ilerleyen yaşın etkisi ile yüz bölgesinde meydana gelen hasarların giderilmesi, cildin vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması amacı ile uygulanmaktadır.

Yüz mezoterapisi işlemi ile cildin yenilenmesini sağlayan hyaluronik asit ve amino asitler cilde önemli ölçüde fayda sağlamaktadır. Cildin altına enjekte edilen bu maddeler cildi uyarır ve cildin elastin ve kolajen üretimini arttırarak cilde nem sağlar.

Özellikle ilerleyen yaş ile birlikte cilt matlaşır, cansız görünür, ince çizgiler, yaşlılık lekeleri, sarkmalar ve deformasyonlar oluşur. Bu durumda yüzeysel olarak kullanılan nemlendirici ve gençleştirici kremler deri altına yeterli miktarda ulaşamaması nedeniyle istenen oranda etki göstermez.

Cildin kaybettiği vitamin, mineral ve nemin derinlemesine cilt altına verilmesi gerekir. Yüz mezoterapisi işleminde cilt için faydalı mineraller direkt olarak deri altına enjekte edilmektedir dolayısıyla da etkisini üst düzeyde göstermektedir.

Yüz mezoterapisi ile cildin neminin geri kazanılması, cildin daha ışıltılı ve parlak bir hale getirilmesi mümkün olmaktadır. Cildinde ince kırışıklıklar, deformasyonlar, mat, cansız görünüm ve lekelenmeler oluşmuş kişilerde oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır.

[youtube::VLh46lrLMF4]

Yüz Mezoterapisi İşlemi Nasıl Uygulanır?

Yüz mezoterapisi işlemi öncesinde işlem bölgesi öncelikli olarak solüsyon yardımı ile temizlenmektedir. Sonrasında lokal anestezi yöntemi ile ağrı ve acı hassasiyeti azaltılan cilde mezoterapi işlemi uygulanmaktadır.

Yüz mezoterapisi yönteminde cildi yenileyen hyaluronik asit, antioksidanlar, vitaminler, mineraller ve amino asitler ince uçlu iğneler yardımıyla direkt olarak deri altına uygulanmaktadır.

Bu faydalı maddelerin direk olarak cilt altına verilmesi cildin uyarılmasını ve cildin kolajen ve elastin üretimini arttırır, ciltte nemlenme artar ve cilt yenilenir. Mezoterapi işlemi sonunda ince kırışıklıklar giderilir ve gergin, canlı, pürüzsüz bir görünüme sahip olunur.

Yüz Mezoterapisi İşlemi Kaç Seans Sürmektedir?

Yüz mezoterapisi işlemi ortalama 1 ila 4 hafta aralıklarla 4 ila 8 seans olarak uygulanmaktadır.